30 Kasım 2013 Cumartesi

YOGA'MI PİLATES'Mİ?

Hindistan kökenli olan Yoga'nın, Pilates ile bir çok benzerliği vardır.Joseph Pilates, doğunun hareket biçimlerini incelemiş ve bunları kendi yöntemine eklemiştir.
Her iki hareket sistemi ile çalıştıgımızda, Pilateste ki nefes alıp verme ,doğrusal hareket kalıplarıve hareketin akıcılığı bakımından,farklar olduğunu görürüz.Pilates ve Yoga'daki nefes farkı,
sinir sistemi ve metobolizma ile ilişkilidir. Bu ilişki Yoga ve Pilates'in faydalarında bir takım farklılıklar olusturur ve Yoga'nın feslsefe kısmı bu farklılıklarda rol oynar.
Yoga'nın faydalarını sıralamaya kalktıgımızda,kişiyi tümüyle yenileyip, yaşam enerjisini yükselttiği için,her şeye faydalı olduğunu söyleyerek hiç te abartmış olmayız.Bazılarını saymak gerekirse,stres seviyesini azaltmasıyla başlamak doğru olacaktır.Stresi azaltmak,denge,koordinasyon,konsantrasyon gücünü arttırmak,(bu nedenle öğrenciler,doktorlar,hemşireler,stresli kişiler ,önemli imzalar atan ve dikkat gerektiren işlerde çalışan kişiler için başarılı bir tekniktir),kronik ağrı şiddetinin hafiflemesine yardımcı olma,doğru nefes almayı tetiklemesi ile vücuttaki oksijen seviyesini arttırması,vücuda esneklik ve elastikiyet kazandırması,vücutta sıkılaşma ve fazla kiloların ve toksinlerin atılımını sağlaması,tüm dolaşım sisteminin düzelmesi,kalp ve tansiyon,bağışıklık sisteminin güçlenmesi,postür üzerinde olumlu etki(skolyoz ve omurga eğriliklerinde düzelme),düz tabanlık,Başparmak çıkıntısında (Halluks valgus) düzlme,troid,vertigo,siyatik,sindirim sistemi,şeker hastalıgı, karaciğer ,böbrekler ,kolestrol,obezite,astımdiye sıralayabiliriz. Bir çok olumlu etki bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Yoga kısaca ,aklı sakinleştirmenin,akıl ile bedeni dengelemenin bir tekniğidir.Akıl ile beden dengeli ise bedenimiz hastalıklardan ve stresten uzaktır.

      Pilates'e baktığımızda,Pilates,kas ve omurga üzerinde yoğun bir çalışma sağlamaktadır.Pilates'in duruş bozuklukları,denge,koordinasyon,kan dolaşımını düzenleme,hareket kabiliyetini geliştirme,konsantrasyon, güç,esneklik,bedensel farkındalık,vücutta sıkılaşma, stresle baskılanmış eklemlerin ve omurganın uzaması ile kişinin boyunun kendi potansiyeline geri donmesi,özellikle postür üzerinde olumlu faydaları vardır.Diğer sporlarda çalıştıramadığımız kaslarımızı pilates yaparak çalıştırma olanağımız mevcuttur.Kişinin enerji ve motivasyonunun yükselmesi ,Pilates ile olası bir sonuçtur.
   Yoga ve Pilatesin ortak faydalarına baktıgımızda,konsantrasyon,esneklik,güçlü kaslar,güçlü bir bağışıklık sistemi,koordinasyon,düzgün postür,bedensel farkındalık,güçlü bir omurgaya sahip olduğumuzu görürüz. Bu durumda Pilates ve Yoga arasında seçim yapmaktansa,bedeni her iki sistemle tanıştırmak en doğru seçimdir.Beden ihtiyaç duyduğu sistemi bizden istemektedir.Bu sistemler üzerinde çalışma yapmak ,bedenimizin isteklerini farketmemizi sağlayacaktır.Pilates ve Yoga hayatımız boyunca,kendimize yatırım yapacağımız en güzel ve en değerli iki ayrı sistemdir.
Sık rastlanan,bel,boyun ve sırt şikayetleri için bizi sigortalayan şey güçlü bir omurga, güçlü bir kas sistemi ve minumum strestir.güçlü bir omurga , kas sistemi ve esnekliğin, tüm organlar üzerinde koruyucu etkisini hatırlamak gereklidir.
    Kardio ve ağırlık çalışmak,özellikle de bu çalışmaların arkasından esneme yapmamak,güçlü olan kasların daha da güçlenmesini sağlarken,zayıf olan kasların gelişimini sağlamaz ve kaslardaki yogunluk nedeni ile beden esneklik kaybeder ve bu zihni de etkiler.Yapılan yogun sporlar bırakıldıgında,mevcut olan kaslar yağa dönüşür,sağlıksız bir durum meydana gelir.Yoga ve Pilates te ise iç kasların gelişimi sağlandıgı için daha uzun süreli olarak kaslar kendini korur.
Esneklik, güçlenme ,denge,koordinasyon,konsantrasyon ve kontrol ele alındıgında bale ve dans ile ilgilenen kişiler de pilates ve yoga ile desteklenmelidir.

Şunu hatırlatmadan geçemiyeceğim,''bedenimiz nasıl ise zihnimize öyledir.Zihnimiz nasıl ise bedenimizde öyledir''Zihin ile beden koordine bir şekilde çalışmaktadır.Hal böyle olunca, kasların gergin ve güçlü olması, kişiyi agresifleştirmektedir.Beden hem güçsüz ,hemde esnek değilse, kişi kırılgan, alıngan ve depresif bir kişiliğe sahip olma eğilimindedir.Bu durumda esnek olmamak kişiyi,agresif,depresif ya da sabit fikirli yapmaktadır.Yoga ve Pilates bedenizdeki güç ve esnekliği orantılı bir şekilde gerçekleştirmektedir.Yoga ve Pilates ile doğal olarak zihnimizde,bedenimizde
 esnek ve güçlü olacaktır.Yoga ve Pilates daha yapıcı ve mutlu karakterli bireyler olmamızı desteklemektedir
   Ben kendi çalışmalarıma baktıgımda, Yoga'nın da Pilates'in de hayatımda olmasında son derece hoşnutum.Katı kuralcı yapımdan, son derece yumuşak bir şekilde sıyrıldıgımı görmek gerçekten mükkemel.Yinede Yoga ,daha fazla esneme hareketleri içerdiğinden benim için önce gelmektedir.
Pilates, Yoga dan sonra hayatıma bir süpriz ile girdi ve ikisininde ayrı karakteristik özelliği olmasından dolayı her iki çalışmada benim vazgeçilmezim oldu..Yoga ve Pilates hayatı
mdaki vazgeçilmzler listesinde yerini aldı.  Aralarında secim yapmadan dengeli bir şekilde Yoga'da Pilates'te hayatımızda olmalı diye düşünmekteyim.
Bedenimizi stretching hareketleri ile esnettiğimizde esneyen bölgede bağ dokuları oluşur.O bölgede fazla olan bağ dokuları bedenimizin diğer yerlerine transfer olarak bedenin gençleşmesini sağlamaktadır. (En çok bağ dokusu  hamstring kaslarında oluşur ) YOGA,güçlendirmenin yanı sıra PİLATESE göre daha fazla stretching hareketi içerdiğinden,YOGA yapan kişilerde kardio çalışan kişilerin yorgun yüzleri yoktur.Bu nedenle ,seçim yapmak zorunda kaldıgımda Yoga'yı tercih ederim.

YOGA&PİLATES İNSTRUCTOR
             SEÇİL TEZGEL

29 Kasım 2013 Cuma

YOGA NEDİR?

Yoga;sankritce 'yuj' kökünden türemiş olan,birleşme,bir araya gelme,bütünleşme,anlamına gelir.Yoga ,binlerce yıl önce Hindistan'da ortaya çıkmıs olan,bir felsefe,bir yaşam biçimidir.Bu felsefeyi uygulayan erkeğe Yogi,kadına ise Yogini denir.Yoga,bedeni,zihni ve ruhu tamamen eğiten ,huzur veren,kişinin kendini tanımasını sağlayan, dünyadaki en eski kişisel gelişim metodudur.
Yoga 5000 yıl öncesinde, Hindistan'da Indus Vadisi Uygarlıgında Sankrit dilindeki Veda adında ki metinlerle ifade edildi.Bundan önce de yoga yapıldıgı tahmin ediliyor.M.Ö 300 yılları civarında yazılan Patanjali Yoga Sutraları , günümüzde bütün yogaların dayandıgı metindir.Yoga Hinduizmin bir uzantısı olarak yanlış bir düşünce inanışı vardır,oysa Yoga'nın Hinduizmden önceye dayanan bir geçmişi vardır.Yoga hiç bir dini  inancı içinde barındırmaz.
Yoga insana,kendi benliğini tanımasını, dengede tutmasını öğretir.Yoga ile ugrasan insan ,kendi 'özünün' farkındalıgını yasar.Yoga aydınlık ve mutlu bir insan olmanın bir yoludur.Yoga bir din değildir. İnsanları fiziksel, zihinsel ve ruhsal disiplin yoluyla mutluluğa, başarıya ve “aydınlanma”ya ulaştırmayı amaçlayan bir felsefedir.


YOGA;BİREYSEL RUHLA EVRENSEL RUHU BİRARAYAGETİRMEKTİR.

YOGA DUYGULARIMIZI SABİT TUTAR. Upanishad

AKLI SESSİZLEŞTİRMENİN BİR TEKNİĞİ YOGADIR. Yoga Vasista

YOGA;BİR DENGELİLİK HALİDİR. Bhagavat Gita

YOGA;AKLIN KARGAŞASINI KONTROL ETMEKTİR. Patanjali


Patanjali, Yoga Sutra’larında, Yoga’nın 8 basamaktan oluştuğunu söyler. Asthanga yoga 8 basamaklı yogadır. (aşta:8 anga: basamak ,demektir)Siwami Vivekananda bu 8 basamaklı yogaya ,Kral yolu yani, Raja Yoga demiştir.

1.Yama – Ahlaksal kurallara uymayı öğretir. İçsel güçleri kontrol etmektir.Şiddeti, hırsızlığı, açgözlülüğün, nefsin kontrolünü ister.Yamanın amacı ,kişiyi sakinleştirmektir.

2. Niyama – Öz disiplini öğretir. Saflığı, sadeliği ve çalışmayı hedefler.(Nesnleri kötüye kullanmama,suistimal etmeme vs.)

3. Asana -Akıl sakinliği için bedensel çalışma. Belirli pozisyonlardaki vücut egzersizleridir.

4. Pranayama - Belirli ritmlerde nefes alıp vermeyi öğretir.Yaşam gücü  Pranayı düzenler.

5. Pratyahara – Duyguları kontrol etmeyi sağlar.

6. Dharana – Belli bir fikir üzerinde konsantre olmayı öğretir.Aklı konsantre hale getirir.

7. Dhayana – Meidtasyon ,ego kontrolu,kendini geriye çekme.

8.Samadhi – Meditasyonun ulaşacağı son hedef olup; beden ve duyular dinlenirken, aklın ve ruhun uyanık kalması. Üstün bilince erişme hali yani aydınlanmadır.

Yoga genel olarak Hatha Yoga ya dayanır.Hatha Yoga uygulamaları kişiyi Raja Yoga’ya hazırlar.




TEKRAR BAĞLANTI® – THE RECONNECTION®

TEKRAR BAĞLANTI® – THE RECONNECTION® 
Sağlık ve şifanın anahtarını kendisinin “Tekrar Bağlantı®” olarak adlandırdığı; cesur, yardımsever ve şefkatli bir klinikçi Dr. Eric Pearl hakkında bir kitap okumak üzeresiniz. Dr. Pearl’ü ilk kez, Arizona Üniversitesi’nde Dr. Andrew Weil’in düzenlediği Program in Integrative Medicine’da (Bütünleyici Tıp) dinlediğimizde, onun dürüstlüğünden ve açık kalpliliğinden çok etkilenmiştik. Dr. Pearl, Los Angeles’taki en iyi kazanan karyopraktik doktor muayenehanelerinden birine sahipken bunu terk etmiş, tıp ve şifadaki çok önemli ve tartışmalı bir konuya yönelerek ruhsal bir yolculuğa çıkmış bir insandır.

Enerji ve enerjinin taşıdığı bilgi; sağlık ve şifada önemli bir rol oynamakta mıdır?

Zihinlerimiz bu enerjiye bağlanabilir mi? Onu kontrol etmeyi öğrenerek kendimize ve başkalarına şifa vesilesi olabilir miyiz?

Yaşayan enerjiden oluşan, bizlerin de bağlanmayı öğrenebileceği ve sadece kendi sağlığımızı değil, aynı zamanda gezegenin tamamını da şifalandıracak daha büyük bir gerçeklik var mıdır?

“Dr. Pearl aklını mı kaçırdı?” diye düşündü. “Ya da, yoksa kendi kalbindeki ve kozmosun yaşayan enerji kalbindeki bilgelikle 'tekrar bağlantı' mı kurdu?”

Doğruyu söylemek gerekirse, Dr. Pearl ile tanıştığımızda bunu bilmiyorduk. Ancak Dr. Pearl, “görelim bakalım” taraftarıydı. Bunun anlamı, iddialarının –ve yeteneklerinin– laboratuar şartlarında araştırılmasıydı ve bakış açısı “Bunlar gerçekse ortaya çıkacaktır; değilse, hatayı yakalarız” şeklindeydi.

Arizona Üniversitesi’ndeki İnsan Enerji Sistemleri Laboratuarı (The Human Energy Systems Laboratory), zihin-beden tıbbı ve ruhsal tıbbın birleştirilmesi konuları üzerinde çalışmaktadır. Dr. Pearl ile çalışmaktaki amacımız, Tekrar Bağlantı Şifası®nın doğru olduğunun kanıtlanması değil, Tekrar Bağlantı® şifa sürecinin kendinin kanıtlaması için bir fırsatın yaratılmasıydı.

Tekrar Bağlantı®’ya Tarihsel Bir Bağlantı

Tekrar Bağlantı kavramıyla olan ilişkim 1960’larda Harvard Üniversitesi’nde mezuniyet sonrası doktora yaptığım dönemlere kadar gider. Son yüzyılın en bütünleyici doktor-bilim adamlarında birinin yönettiği, şifa ve öz düzenleme konusunda yeni ufuklar açan bir araştırmaya katılmıştım. 1932’de, Harvard Üniversitesi’nden Profesör Walter B. Cannon, The Wisdom of The Body isimli klasik kitabını yayınladı. Dr. Cannon bu kitapta bedenin, fizyolojik sağlığı –“bütünlük” anlamındaki Yunanca hael kelimesinden gelmektedir– homeostasis adını verdiği bir süreçle nasıl koruduğunu anlatır. Dr. Cannon’a göre, bedenin homeostatik bütünlüğünü koruyabilme kapasitesi, bedendeki geribildirim süreçlerinin bağlantılı olmasını ve bu geribildirim ağında dolaşan bilgilerin de akıcı ve hatasız olmasını gerektirir.

Bir ısıtıcıya termostat bağlarsanız, oda ısısı düştüğünde termostattan gelen bir sinyal ısıtıcıyı çalıştırır ve oda ısısı normale döner. Termostat geribildirimi sağlamaktadır; sonuç, odanız ve sizin aranızdaki homeostasidir.

Bütün bunları çalıştıran, sistemin içindeki bağlantılardır. Geribildirimi kopartırsanız ısı düzenlenemez. Kısaca ifade etmek gerekirse bu, geribildirim bağıntısının arkasındaki fikirdir.

Harvard Üniversitesi Fizyoloji ve Toplumsal İlişkiler Bölümü’nde genç bir asistanken geribildirim bağlantılarının sadece fizyolojik sağlık ve bütünlük için değil, aynı zamanda doğadaki sağlık ve bütünlük için de çok önemli olduğunu bulmuştum. Geribildirimin bağlantısı bütünlük için temeldir; ister enerjisel, fiziksel, duygusal, zihinsel, sosyal, global, ve dahi astrofiziksel olarak.

Cannon’un “bedenin bilgeliği” ifadesinin çok daha büyük ve evrensel bir prensibi yansıttığını önerdim ve buna “sistemin bilgeliği” ya da daha basit bir deyişle “bağlantının bilgeliği” adını verdim.

Bağlantı olduğunda – ister:

Oksijen, hidrojene suda olduğu gibi kimyasal olarak bağlı olsun;
İster beyin, fizyolojik organlara bedende olduğu gibi sinirsel, hormonal ya da elektromanyetik olarak bağlı olsun;
İster Güneş Dünyaya yer çekimi ve Güneş Sistemi’ndeki elektromanyetik etkilerle bağlı olsun …
… o zaman bilgi ve enerji serbestçe hareket ederi tüm sistemler sağlıklı olurlar, bir bütün olarak kalırlar ve evrimleşirler.

1970’lerin ortasından 80’li yılların sonlarına kadar Yale Üniversitesi’nde psikiyatri ve psikoloji dersleri verirken, bu evrensel bağlantı prensibinin sadece zihin-beden bütünlüğü ve şifa için değil, aynı zamanda doğanın tüm seviyelerindeki bütünlük ve şifa için de geçerli olduğunu gösteren makaleler yayınladım. (Schwardz 1977, 1984). Meslektaşlarımla beraber bütünlük ve şifa elde etmenin beş adımı olduğunu belirledik: dikkat, bağlantı, öz düzenleme, düzen ve rahatlık.

Adım 1: Gönüllü dikkat. Bu sadece bedeninizden akan enerji ile bedeninizle çevreniz arasındaki enerjinin deneyimlenmesidir.

Adım 2: Dikkat bağlantı yaratır. Zihninizin bilinçli ya da bilinçsiz olarak enerji ve deneyimlemesine izin verirseniz, bu süreç hem bedeninizde, hem de bedeninizle çevreniz arasından bağlantıların kurulmasını sağlar.

Adım 3: Bağlantı, “öz düzenleme”yi besler. Müzik ya da sporda birlikte başarı elde eden sporcular ya da müzisyenler gibi, oyuncuların arasındaki dinamik bağlantılar takımın koçların ve önderlerin rehberliğinde organize olmasını ve kendisini kontrol edilmesini sağlar (“öz düzenleme” deneyimi).

Adım 4: Öz düzenleme, düzen getirir. Bütünlük, başarı hatta güzellik olarak deneyimledikleriniz, öz düzenlemenin mümkün kıldığı bir organize olma sürecini yansıtır.

Adım 5: Düzen, rahatlık ile ifade edilir. Her şey muntazam olarak bağlandığında ve parçaların (oyuncular) rollerini oynamalarına izin verildiğinde, öz düzenleme çabasızca gerçekleşir. Süreç akar.

Bunun tersi de geçerlidir. Yani; bölünme ve hastalık için yine beş adım vardır: dikkatsizlik, bağlantısızlık, öz düzensizlik, düzensizlik ve rahatsızlık.

Bedeninize dikkat etmezseniz (Adım 1) bu, bedeninizde ve bedeniniz ile çevre arasında bağlantısızlık yaratır (Adım 2), bu da bedeninizin öz düzeninin bozulmasına yol açar (Adım 3), sistemde düzensizlik ortaya çıkar (Adım 4) ve rahatsızlık olarak deneyimlenir (Adım 5).

Kısaca ifade etmek gerekirse, bağlantı düzen ve rahatlığa, bağlantısızlık da düzensizlik ve rahatsızlığa yol açar.

Dr. Pearl’ün kitabını okurken, bu bağlayıcı adımların her aşamada yaşama geçtiğini göreceksiniz –enerjisel aşamadan zihin– beden aşamasına ve ruhsal aşamaya kadar. Bu yeni tür şifayı anlamanın anahtarı, “tekrar” kelimesinden geçer; tekrar dikkat etmek, tekrar bağlanmak, tekrar öz düzenlenmek ve şifayı tekrar düzenlemek.

Tekrar Bağlantı®’nın Bilgeliğinin Keşfedilmesi

Stephen Sondheim’in nokta çalışmaları yapan bir ressamdan söz eden Sunday in the Park with George isimli müzikalindeki George Seurat, güzelliğin yaratılmasını noktaların birleştirilmesi süreci olarak tanımlar. Seurat, renkli noktaların organize edilmesi ve bağlanması konusunda bir ustadır ve böylece meydana getirdiği güzellikler bugün bile hepimizi etkilemektedir. Sondheim, bu sürecin önemini birkaç kelime ile basitçe hatırlatır: “Bağlan George, bağlan.”

Bu kitabı okurken tekrar bağlanma yolculuğuna katılacaksınız. Zihniniz ve kalbiniz genişleyecek ve Dr. Pearl, kendi yaşamındaki noktaları birleştirdikçe onlar da birleşecek. Tekrar bağlantın sürecini keşfederken şüphe ve sıkıntılar yaşamış yetenekli bir şifacının ruhuna gireceksiniz ve hastaları şifa aldıkça deneyimlediği derin şükran ve tatmine şahit olacaksınız.

Bu kitapta yazılan her şeyin bilimsel olarak kabul edildiğini ima etmek istemiyoruz. Dr. Pearl de istemiyor. Kendi deneyimlerini paylaşıyor, kendi vardığı sonuçları sunuyor ve sizlerin de kendi sonuçlarınıza varmanıza izin veriyor. Yolculuk devam ediyor.

Dr. Pearl’ün kanıta dayalı tıbba uzun vadeli taahhüdü vardır. Şu ana kadar laboratuarlarımızda yürütülmüş olan temel bilimsel çalışmalar, kendisinin öngörüleri ile şaşırtıcı derecede tutarlıdır ve geleceğe dönük çalışmalar da planlanmaktadır. Kitabımızın adından anlaşılacağı gibi, The Living Energy Universe (Yaşayan Enerji Evreni), şifa için gerekli olan bilgelik çevremizdedir ve en yüksek amacını gerçekleştirebilmek için bağlanılmayı beklemektedir.

Bizlere olduğu gibi, bu kitabın sizleri aydınlatmasını ve ilham vermesini temenni ederiz.

Prof. Dr. Gary E. R. Schwartz, ve Prof. Dr. Linda G. S. Russek.

Tekrar Bağlantı Şifası®



Tekrar Bağlantı Şifası®
Entropi kavramı, ‘düzensizlik’ kavramıyla eşleştirilir. Ve evrenin entropisi her daim artmaktadır, yani düzensizliği. Tekrar Bağlantı Şifası® frekanslarının olduğu yerde ise, entropi azalır, yani ortam düzenliliğe doğru gider. Bir diğer manada, olması gerektiği hale döner. Bu, Tekrar Bağlantı Şifası® frekanslarının olduğu ortam için geçerli olmakla birlikte, Tekrar Bağlantı Şifası® seansını deneyimleyen kişi için de geçerlidir. Tekrar Bağlantı Şifası® frekansları vasıtasıyla kişi, ‘olması gerektiği hale’ evrilir. Mesela hastalık durumunda düzensizliğe doğru giden hal düzene doğru gidebilir, yani şifaya.

Tekrar Bağlantı Şifası®, dünya çapında ünlü belli bilim adamlarının ‘etkilerini’ kabul ettiği ‘yeni’ frekans spektrumunda gelen bir şifa formudur. Tekrar Bağlantı Şifası® frekansları yoluyla fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duygusal her anlamda şifa gelir, zira şifa tüm bünyeye gelir. Ve kişi için ne gerekiyorsa, seans süreci dahilinde o gerçekleşir. Seans sırasında Tekrar Bağlantı Şifası® frekanslarını alan kişilerde en yaygın görülen belirtiler; el kol ve bedenin değişik yerlerinde (aynı anda tüm bedende de olabilen) istemsiz kas hareketleri, göz kapaklarının hızlı titreşimi, nefes alıp-verişin değişmesi olmakla birlikte; Tekrar Bağlantı Şifası® frekansları boyutlar arası ışık spektrumundan geldiği için kişinin bilinci bir üst seviyeye çıkıp uyku halinden çok farklı olarak -sadece kişiye has olacak şekilde- rüyaya benzer şekilde vizyonlar görebilir, hatta nadiren hiç duymadığı renkler görebilir ve melodiler duyabilir.

Tekrar Bağlantı Şifası® frekansları vasıtasıyla dünyada yüz binlerce kişi çok çeşitli hastalıklarına şifa bulmuşlardır.

Bununla beraber bünyenizi daha dengeli kılmak için de Tekrar Bağlantı Şifası® seansını alabilirsiniz, zira bünyemizin dengesinin bozulması hastalıkları tetikleyecek ve bünyemizin dengeye ulaşması hastalıklara olabilecek olan yatkınlıklarımızı azaltacaktır; fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal, her yönden…
THE  RECONNECTION(TEKRAR BAĞLANTI)
RECONNECTİVE HEALİNG(TEKRAR BAĞLANTI ŞİFASI) İLE İLGİLİ BİLGİ ALMAK İÇİN BİZE ULAŞINIZ

THE RECONNECTION&RECONNECTİVE 
                  UYGULYICISI 

                 SEÇİL TEZGEL
             secil.tezgel@gmail.com


CHAKRA

İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. İnsan aurası evrensel enerjiden beslenir ve süreli olarak evrensel enerjiyle iletişimdedir. Aurada 7 tane enerji merkezi bulunur bu enerji merkezlerine CHAKRA denir. Günümüzde Kirlian Tekniği ile insan aurası fotoğraflanmıştır. Chakra Sanskritçe de tekerlek anlamına gelmektedir. İnsanda bulunan bu enerji merkezleri girdap şeklinde dönen enerji alanından oluştuğu için onlara bu isim verilmiştir. Chakralar tarafından emilen yaşam enerjisi tüm vücuda dağılır ve bedenin yaşamını devam ettirmesini sağlar. Chakralar yerlerinin endokrin sistemi bezleri üzerine denk düştüğü anlaşılınca batı dünyasında tıp alanında da kabul gören kavramlar olmuştur. Günümüz modern tıbbının endokrin sistemi üzerinde yaptığı çalışmaları M.Ö ki yıllarda doğu bilginlerinin yaptığını ve topladıkları bilgilerle bu enerji merkezlerini açıkladıklarını söyleyebiliriz.
Chakralar ile ilgili ilk bilgiler çok eski yazıtlara dayanmaktadır. Doğu uygarlıkları chakraları M.Ö 5000 yıllarına varan bir süre önce keşfetmişler ve chakraların özelliklerini inceleyerek bir çok bilim geliştirmişlerdir. Yoga,reiki,meditasyon gibi bir çok doğu bilimi chakraların enerji dengesinin sağlanması ve bu şekilde daha sağlıklı yaşama düşüncesi üzerine kurulmuştur. Gerçektende doğu dünyasında insanın hayal sınırlarını zorlayacak kadar uzun süre sağlıklı olarak yaşayan insanların olduğu bilgisi günümüzde dünyaya yayılmıştır. Chakralar konusunda anlatılacak çok şey vardır çünkü bu enerji merkezleri bedensel,ruhsal ve zihinsel sağlığımız üzerinde önemli etkiler yaparlar ve ruhsal gelişimi belirlerler. Kendimizle ve evrenle olan uyumumuz chakraların çalışmasıyla direk ilgilidir. Alternatif tıbbın bir çok alanında yapılan çalışmalar temel olarak chakraların
 daha düzenli çalışmasına ve enerjilerinin dengelenmesine yöneliktir. Bir chakrada sorun oluşunca bu öncelikle chakra ile bağlantılı organları sonra tüm vücudu olumsuz olarak etkilemektedir. Hastalıkların nedeni de chakradaki bloke olmuş, aşırı artmış yada dengesini kaybetmiş olan enerji alışverişidir. Yoga,bioenerji,reiki,aromaterapi,doğal taşlarla tedavi gibi bir çok doğal tedavi yöntemi chakraların daha sağlıklı olmasını sağlamak üzerine kurulmuştur .Chakraların sağlıklı bir şekilde çalışması bedensel,ruhsal ve zihinsel sağlığı sağlayacaktır.
ANA CHAKRALAR VE ÖZELLİKLERİ
Kök Chakra; Bu chakra  kuyruk sokumu kemiğinin sonunda yer alır. Kök chakra fiziksel bedenin enerji kaynağıdır ve dünyayla olan bağlantımızı simgeler. Dünyaya kök salmamız ve kendimizi emniyette hissetmemiz iyi çalışan bir kök chakra ile mümkün olabilir. Temel yaşam fonksiyonlarını sürdürme açısından bu chakra çok önemlidir. Sağlam bir kökü olmayan bir ağaç nasıl ilk fırtınada devrilirse kök chakrası iyi çalışmayan bir insanda zorluklarla mücadele edemez. Kök chakra bedende bacaklar, ayaklar, kemikler, kalın bağırsaklar, omurga ve sinir sistemini kontrol eder. Aynı zamanda cinsellikle de ilgisi vardır. Kök chakra kırmızı renk yayar. Kök chakranın elementi topraktır.
Kök chakranın fiziksel olarak kendini güvende hissetme duygusuyla direk ilgisi vardır. Ayrıca seçilen mesleği ve bu meslekteki başarı seviyesini de etkiler. Sağlıksız çalışan bir kök chakra bağırsak,bacak,omurga ve sinir sisteminde çeşitli sorunlara yol açar. Aynı zamanda kişinin zorluklarla mücadele edememesini,kendini güvende hissetmemesini ve dünyayla arasında uyumsuzluklar oluşmasına yol açacaktır. Bu bölgede yaşamsal Kundalini enerjisi bulunur ve bu enerjinin uyandırılmasıyla insan bilincinin hayal edemeyeceği olaylar yaşanır. İlk chakra diğer chakraların sağlıklı çalışması için çok önemli bir fonksiyona sahiptir.
2.Sakral chkra: Erkeklerde penis ve kadınlarda klitorisin iki parmak üzerinde bulunur. Cinsel enerjiyi ve zihinsel üretkenliği simgeler. Heyecan duyma, isteme,imajinasyon yeteneği,aile kurma ve maddiyat bu şakra ile bağlantılıdır. Sakral chakranın elementi su rengi ise turuncudur. Bedende böbrekler, idrar torbası, dolaşım sistemi,lenfatik sistem,üreme organları,anne sütü 2.chakranın etkisi altındadır. Kan hastalıklarına düzgün çalışmayan sakral chakra yol açar. Cinsel sorunların çoğunun nedeni de 2.chakradaki enerji dengesizlikleridir. Bu chakra yaşamda bir akıcılığın meydana gelmesine yardım eder. Elementinin su olması da bunun bir simgesidir. Yaşamın doğal akışında ilerlemesi düzgün çalışan bir 2.chakra ile mümkün olabilecektir. 2.chakranın düzgün çalışması yaşamsal tıkanıklıkları da çözecektir. Ayrıca sanatsal yetenekler ve zihinsel üretkenlik düzgün çalışan sakral chakra ile söz konusu olabilecektir. Bu chakrada enerji blokajları yada dengesizlikleri olduğunda zihinsel üretkenlik kısırlaşacaktır
3.Solar Pleksus chakra:Göbeğin yaklaşık iki parmak altında bulunur. Adına güneş sinir ağı chakrası da denir. 3.şchakra diğer insanlarla ilişkilerimizi,beğenilerimizi,toplumsal kimliğimizi,irademizi ve amaçlarımıza ulaşmaktaki kararlılığımızı simgeler. Kendini kontrol etme ve başarı isteği de 3.şckrayla ilgilidir. Bedende ise karaciğeri,sindirim sistemini,pankreası,onikiparmak bağırsağını ve dalağı etkiler. Göz ve görme ile ilgili fonksiyonlarda bu chakranın etkisindedir. 3.chakranın rengi sarı ve elementi ateştir. Tibet’te sadece bu bölgeyle ilgili imajinasyonlar yapıp ateş solunumu adı verilen özel bir solunum yöntemini kullanan lamaların -40 derecede çıplak durabildikleri yada buz dağlarını sadece dayanarak eritebildiklerini biliyoruz. 3.şchkranın düzenli çalışması insan hayatı için oldukça önemlidir. Düzensiz çalışan bir 3.chakra sadece karaciğer,mide, bağırsak sorunlarına yol açmakla kalmaz aynı zamanda amaçlarımıza ulaşmamızda çok büyük engeller çıkartır. Yetersiz çalışan chakra yaşamsal istekleri dışlamak, otoriteye boyun eğmek, mücadelelerden kaçmak, bireyselleşmeyi reddetmek,sosyal yaşamdan kaçmak ve depresyon gibi sorunları da beraberinde getirecektir. Düzgün çalışan 3.chaakra ise uyumluluk, hedefleri iyi belirleme ve bunları takip etme, davranışları kontrol altında tutma, bağımsız hareket edebilme ve başarıya ulaşmayı sağlayacaktır.
4.Kalp Chakrası: Vücutta göğsün tam ortasında kalbin hizasında yer alır. Sevgi, şefkat, fedakarlık, duygusal bütünlük, kendini adayabilme, derin mutluluk gibi özellikleri simgeler. Bu chakra direk duygularla ilgilidir. Timüs bezi bu chakranın etkisindedir ve ürettiği hormon mutluluk hormonudur. Timüs , uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır. Timüs bezi büyümeyi düzenler, bağışıklı sistemi hücreleri olan T hücreleri burada üretilir ve lenf sistemini kontrol eder. Vücutta kalp, sırtın üst kısmı, ciğerlerin alt kısmı, kan ve dolaşım sistemi fonksiyonları bu chakranın etkisindedir. Eğer vücudunuzda bu bölgelerde herhangi bir sağlık sorununuz varsa 4.chakranızda bir enerji blokaji, düzensizliği yada bu chakranın aşırı çalışması söz konusudur. 4.chakranın rengi yeşil ve pembe elementi ise havadır. Ayrıca dokunma duyumuzda bu chakranın etkisindedir. Bir çok kültürde dokunmanın sevgi ifadesi olarak yer alması bu duyunun kalp chakrası tarafından etkilenmesindendir. İnsanlar ellerinde olmadan sevdikleri insana dokunmak isterler. Kalp chakrası tüm chakraların merkezinde yer almaktadır ve diğer chakraları da önemli ölçüde etkilemektedir. Düzensiz çalışan 4.chaakra duygusal sorunlar, bencillik, yalnızlık eğilimi yada sevgiye bağımlılık, soğukluk hatta kalpsizlik dediğimiz merhametsiz ve sevgisiz davranışlar oluşturacaktır. Bir çok hastalık sevgisizlik ile başlamakta ve sevgi ile bitmektedir. Sevgi görmeden büyüyen çocuklar iler ki yaşlarda alkol, uyuşturucu bağımlılığından, şiddet eğilimine kadar bir çok negatif durum yaşamaktadırlar. Aslında tüm bağımlılıklarda kaybedilen yada asla bulunmayan katıksız sevgi arayışı vardır. Kişi sigarayı,alkolü yada uyuşturucuyu aradığı,eksikliğini duyduğu sevginin yerine koymuştur daha doğrusu içindeki boşluğu böyle dolduruyordur. Bağımlılıkları olan insanların kalp chakralarında sorunlar bulunmaktadır.
5.Boğaz Chakrası :Vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Konuşma yeteneğimizi, ses tellerimizi, dürüstlüğü, düşüncelerimizi ve duygularımızı doğru ve açık olarak anlatma yeteneğimizi bu chakra simgeler. İnsan vücudunda boyun, boğaz, çene, ses telleri, bronşlar, ciğerlerin üst kısmı ve kollar bu chakranın etkisindedir. Tiroit bezi de bu şakra ile ilgilidir. Tiroit bezinin vücudun gelişiminde oynadığı önemli rol ve yiyeceklerin enerjiye dönüşüm hızını düzenlemekteki işlevi göz önüne alınırsa 5. Chakrada ki bir enerji dengesizliğinin ne gibi sonuçlar oluşturacağı daha iyi anlaşılabilir. Eğer bu bölgelerde yada konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız 5. chakranızda bir enerji blokajı, dengesizliği yada aşırı çalışması gibi bir sorun var demektir. Beşinci chakranın yaydığı renk açık mavidir. Aynı zamanda işitme duyusu da bu chakra ile ilgilidir. Duygularımız ,düşüncelerimizi, isteklerimizi kısacası kendimizi doğru ve cesur bir şekilde ifade etmemiz düzgün çalışan bir 5. chakra ile mümkün olacaktır. Eğer 5. chakrada herhangi bir enerji dengesizliği varsa kişinin ifade etme yeteneği gelişmemiştir, kekeleme olabilir, yalan söyleme alışkanlığı gelişebilir, konuşma esnasında ses zorlukla çıkabilir veya utangaçlık gelişebilir.
6. Alın Chakrası: Vücutta alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Bu chakraya üçüncü göz chakrası da denir. Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu chakradır. Vücutta ise duyu organlarını kontrol eder ve beyinle direk bağlantılıdır. Bu chakranın kontrol ettiği içsalgı bezi hipofizdir. Hipofiz temel salgı bezidir çünkü endokrin sistemindeki diğer salgı bezlerinin çalışmalarını kontrol eder. Diğer bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir sorun olmaması gerekir. yorgunluk, sinirsel hastalıklar, migren ve sinirsel iltihaplar 6. chakrada oluşmuş enerji düzensizliklerinden kaynaklanır. Bu chakranın enerjisinin bloke olması, düzensiz çalışması yada aşırı olması kişide sadece akıl ve mantıkla yaşama durumunu meydana getirir. Sezgiler ve iç görüler kaybolur. Yaşam sadece maddi istekler çerçevesinde döner, ruhsal gelişme reddedilir. Zihinsel olarak da belli bir konuya yada düşünceye saplanıp kalma ve esnek olamama gibi durumlar ortaya çıkar. Düzenli çalışan 6. chakra sezgi gücünü arttırır, içten gelen sesler mesajlar haline gelir ve düşünceler gerçekleşmeye başlar. 6. chakranın rengi çivit mavisidir.
7. Tepe Chakrası: Tepe chakrasına taç chakrada denir. Vücutta kafanın üstünde en yüksek noktada bulunur. Bu nokta bebeklerde bulunan ve sonradan kapanan bıngıldak dediğimiz bölümdedir. Tepe chakrası yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Evrensel enerjiyi aldığımız yer taç chakradır ve bu şakra tamamen açıldığında diğer chakradaki tüm tıkanıklılar da çözülür. Sahip olduğumuz dinsel inançların gücü ve Yaradan’a teslimiyet bu chakra ile ilgilidir. Tepe chakra vücutta epifiz bezini etkiler. Epifiz bezinin tam olarak işlevleri bilim adamlarınca kesin olarak açıklanamamıştır ancak vücudun doğal dengesinin korunması konusunda çok önemli olduğu bilinmektedir. Düzgün çalışmayan 7. cakra korkular , kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu verecektir. Yaşamda amaçsız olma ve kendini gerçekleştirememe de tepe chakrasıyla ilintilidir. Uyumlu çalışan tepe chakrası ise evrenle olan uyum sağlanır, kişi kendi içinde bütünlüğe ulaşır, ruhsal aydınlanma yaşanır. Tepe chakrasının rengi mordur.
Eğer herhangi bir chakranızda blokaj,travma yada tıkanıklılıklar varsa bunların mutlaka temizlenmesi gerekir. Aksi halde ilgili chakranın etkilediği alanlarda fiziksel,duygusal,zihinsel yada ruhsal sorunlar yaşarsınız. aynı zamanda chakranı olması gerektiğinden hızlı yada fazla çalışıyor olmasıda ilgili alanları etkilemekle birlikte az ,çok veya blokajlı çalışan bir chakra bir üst yada alt chakranın enerjisini kullanarak vücudu alt üst edecektir.

Cakralarınızı ''CHAKRA BALANCİNG '' ile sağlıklı hale getirebilirsiniz..
Chakra Balansing için uyumlama talep edebilirsiniz..

AURA NEDİR

Aura , Yunanca’da ‘soluk’ anlamına gelen ‘avra’ kelimesinden gelmektedir.Aura, canlıların bedenini saran yüksek enerji yüklü alana verilen addır ve bedenimiz üzerinde yaklaşık 3 mm.lik bir manyetik alan oluşturur. Biz buna evrensel enerji alanı diyoruz. Bu enerji alanının madde ve tüm cisimler üzerinde düzenleyici bir etkisi vardır. Aura normal insan gözü tarafından algılanamaz; ancak duyuların geliştirilmesiyle çıplak gözle görülebilmesi mümkündür.
İnsanın enerji alanı gücünü sürekli olarak evrensel enerjiden alır ve kullanıldıkça yerine yenisi konulur ve çoğalır. Evrensel enerjiden kendimizi beslemek ve böylece ışık saçan bir varlığa dönüşebilmek için istediğimiz kadar alabiliriz.
1900 yılından beri bir çok bilim adamı yaptıkları tıbbi araştırmalar sonucu aurayı keşfetmiş ve onun yardımıyla bir çok hastalığı teşhis edebilmişlerdir

REİKİ VE BİLİM

Mehmet  ÖZ de zorlu ameliyatlara Reiki hocası ile birlikte girdiğini söylemiştir.
Reiki artık dünyada bir çok hastanede tamamlayıcı tıp adı altında kullanılmakta ve bir çok eğitim kurumunda da öğretilmektedir.Aynı zamanda doğumlar ve ameliyatlarda da kullanılmaktadır. Reiki’nin hastalıklara nasıl iyi geldiği konusundaki bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Ancak bu çalışmalar devam ederken bir çok bilim adamı Reiki’nin olumlu etkilerinden faydalanmaktadır.
Dünyada hastalarına Reiki uygulaması yapan bazı hastaneler şunlardır;
Yale University Hospital
University of Michigan Hospital
Throat Hospital in New York
Memorial Sloane Kettering Hospital
South Pointe Hospital
Imperial Point Medical Center
Ayrshire Central Teaching Hospital
Kirklandside Hospital
Ailsa Hospital
Croy Day Hospital,St. John’s Hospital
Elliot Regional Cancer Center
California Pacific Medical Center
Kent County Hospital
R.I,Brookhaven Hospital
Meriter Hospital in Madison
Baptist Hospital in Nashville
Hartford Hospital
The Charlotte Hungerford Hospital
Thompson Hospital
Kesler Institute
Marin General Hospital
Lynden Hill Clinic
Veterans Hospitals
California Pacific Medical Center
Mt. Ascutney Hospital and Health Center – Vermont Amerika
UC Davis Children’s Hospital Sacramento – USA
Allina Hospital – USA
Allegheny General Hospital USA
Banner Health Hospital – USA
Beverly Hospital – USA
Center For Hope Hospice & Palliative Care – USA
CentraState Healthcare – USA
Children’s Hospital Boston – USA
Citrus Valley Health Partners -USA
Clifton Springs Hospital and Clinic – USA
Cleveland Clinic Foundation Center – USA
CLIFTON SPRINGS HOSPITAL- USA
Columbia University Medical Center- USA
Concord Hospital – USA
Constantiaberg Medi-Clinic – Güney Afrika
Coventry CDT – USA
Crouse Hospital – USA
Dana-Farber Cancer Institute – USA
Duke Integrative Medicine- USA
Edward Hospital- USA
Evergreen Hospital Medical Center – USA
Frederick Memorial Hospital – USA
Gifford Medical Center- USA
Hartford Hospital- USA
Henry Ford Macomb Hospital – USA
Inova Health Hospital- USA
Memorial Sloan-Kettering Cancer Center- USA
MetroHealth Medical Center- USA
Middlesex Hospital- USA
Brigham & Women’s Hospital- USA
Morristown Memorial Hospital -USA
Dartmouth-Hitchcock Medical Center-USA
Good Samaritan Hospital – USA
NewYork-Presbyterian Hospital, Columbia University Medical Center- USA
Northern Westchester Hospital – USA
Dartmouth-Hitchcock Medical Center – USa
Norwalk Hospital
Portsmouth Regional Hospital
Reproductive Medicine Associates-
Sharp Memorial Hospital
St Giles Hospice
Spaulding Rehabilitation Hospital
St. Andrew’s Children’s Clinic
St. Peter’s Health Care Services
The Memorial Hospital at Easton
Tillsonburg District Hospital- Kanada
University Collage London Hospital- İngiltere
Wentworth-Douglass Hospital
Yale-New Haven Children’s Hospital
Yale-New Haven Hospital
The California Pacific Medical Center
Citrus Valley Medical Center Cancer Resource Center
Johns Hopkins
University of Maryland
Memorial Sloan-Kettering Cancer Center
Beth Israel Medical Center
Foote Hospital
Bayonne Hospital
Manhattan Eye, Ear, Nose & Throat Hospital
Mercy Hospital
St. Luke’s Women’s Care ~ Cedar Rapids
Tucson Medical Center
California Pacific Medical Center
University of California Medical Center
Willcox Hospital
Hartford Hospital
University of Michigan Hospital
Portsmouth Regional Hospital
University of Washington ~ CFS/FM Research Center
Cleveland Clinic
Temple University
Albert Einstein Medical Center
Dartmouth Hitchcock Medical Center
George Washington University Hospital
MD Anderson Medical Center
Stanford Medical Center
Scripps ~ San Diego
Hospice of the Valley
Banner Health System Hospitals
University of Colorado Medical School
University of Pennsylvania Medical School
Yale School of Nursing
Southwestern Vermont Medical Center
Dartmouth Hitchcock Medical Center – Lübnan
Ayrıca bir çok eğitim kurumu Reiki dersleri vermektedir. Bunlardan bazıları şunlardır; Yale üniversitesinde kurslar düzenlenmektedir, Bennett/Stellar University,Bloomsburg University,American Holistic Nurses Association,St. Vincent’s College,Reiki Healing Institute,Rocky Mountain Holistic College,Center for Human Integration,The Reiki School & Clinic,Southwestern,Reiki Blessings Academy,Usui Reiki Ryoho Association, Violet Flame Centre,Coastline Reiki Clinic,Brutus of Windhorse Healing Arts and Holistic Academy ,Reiki Rays Institute,The Creativity Institute,Holistic Healers Academy,Tera Mai Reiki Holistic Healing , Lightarian Institute, Reiki Rainbows Institute,Holistic Studies Institute,Pixie Hollow Holistic Institute,Tribeca Hypnosis & Healing Institute of NYC,Spiritual Director of Center Eaton Institute,Reiki Plus Institute
Memorial Sloan Kettering Hastanesi – Kanserli hastalara Reiki uygulaması yapılıyor.
New York Columbia Presbiteryan Hastanesi- Julie Motz,Mehemet Öz’ün ameliyatlarında reiki ile destek veriyor.
Arizona’daki Tucson Medical Center- Reiki uygulamaları yapan bir ekipleri var.
University of Michigan Hospital- Reiki eğitimleri veriliyor.
New England hastanesi- Hastanedeki bir çok çalışana reiki eğitimi verilmiş.
Reiki ile ilgili araştırmalar yapan bazı bilim adamları ise şunlardır; Dr. Mike Cantwell,Sally Soderlund,Dr. Mehmet Öz,Elena Gillespie,Dr Allan Sweeney,Dr. Jason Storm,Dr.Ruma Dewan,Bella Agamaom(HARVARD üniversitesi öğretmen),Ellen DiNucci (MA Stanford University araştırmacı kanser ve reiki araştırmaları yapıyor),Joan Furman (University of Tennessee’de psikolog ve reiki terapisti),Algarin, R (City University of New York’da Aids ve reiki üzerine araştırmalar yapmaktadir.),Milton, G., & Chapman, E.(Royal College of Nursing Australia ‘da Reiki ve alkol bağımlılıği çalışmalarını sürdürmektedirler.),Neklason, Zale T.(Calif. State University, Hayward,1987′de reiki ve telepati konulu bir tez hazırlamıştır.) Bilim dünyasının Reikiye olan ilgisi her geçen gün artmaktadır. Dünya artık Reikiye tamamlayıcı tıp adı altında önemli yer vermektedir ve bu konuda her gün elimize yeni bilgiler geçmektedir.
İLGİNÇ BİR KAÇ BİLGİ
The Cleveland Clinic 2004 Ağustos ayında reikinin prostat kanserindeki etkisini incelemek için, 250.000 dolarlık bir bütçe ayırmayı kabul etmiştir.
Amerika birleşik devletleri ordusunda savaştan dönen askerlere psikolojik destek vermek ve Hepatit C taşıyan askerlerin tedavisinde destek olmak için 4 milyon dolar bir bütçe ayrılarak, reiki,yoga ve bioenerji ile üzerlerinde çalışılmıştır. Komutan George Case, bu terapilerin, bütün askerlere uygulanması gerektiğine
inanmaktadır. (http://www.wired.com/dangerroom/2008/03/army-bioenergy/)
MS hastalığı ile ilgili ilginç bir reiki araştırması: http://www.reikiresearchfoundation.org/msstudies.htm (link ingilizcedir)
DOKTORLAR NE DİYOR
5 mayıs 2006 tarihinde NTV televizyonunda konusunda uzman iki profesör doktorun reiki ile ilgili açıklamaları tıp dünyasında reikiye olan bakışın hangi noktada olduğunu açıkca göstermektedir. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Onkoloji Estitüsü Müdürü Sayın Prof. Dr. Erkan Kopuz ve Marmara Üniversitesi Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Bölüm Başkanı Sayın Prof.Dr Cengiz Canpolat’ın bu konudaki görüşlerini ilgili televizyon programından alınan alıntılardan okuyabilirsiniz.
PROF. DR. ERKAN TOPUZ, İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP
FAKÜLTESİ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ
Hastalarımıza tıbbi tedavinin yanı sıra meditasyon, yoga reiki gibi yöntemleri de öneriyoruz. Ayrıca resim yapmalarını, dans etmelerini, müzik dinlemelerini de öneriyorum.
Yoga,meditasyon uygulamaları tedavi edici değildir ancak hastanındirencini artırıp, onu daha güçlü kıldığı için çok
önemlidir.Dolayısıyla bu tür spiritüel uygulamalar hastalığın iyileşme sürecini olumlu etkiliyor ve hastanın hastanede kalış süresini kısaltıyor.
İlaç, ameliyat ya da radyoterapi her şey demek değildir. Bu tür uygulamalar hastanın psikolojik durumun düzeltip hayata bağlanmasında son derece etkili oluyor. Hasta kendisini daha güçlü hissediyor, ağrılara ve acılara daha kolay katlanıyor.
Bütün bunlar da bizim işimizi kolaylaştırıyor, çünkü karşınızda zor
bir hastalıkla mücadele eden bir insan var ve onun psikolojik yapısı, gücü ve genel durumu sizin işinize de yansıyor. Bu yöntemler, hastada bir arınma sağlıyor. Meditasyon ve yoganın yanı sıra bu etkiyi dualar ve inanç tedavileri ile de görebiliyoruz. Dünyada bir çok yerde özellikle kanser gibi, koroner hastalıklar gibi kronik hastalıklarda hastalara bu yöntemler önerilir. Örneğin, katoliklerin yaptığı dua çalışmaları vardır. Kalp damar hastaları üzerinde yapılan bu dua çalışmaları hastanın ruhi durumunu düzeltiyor, endorfin hormonunun açığa çıkmasına neden oluyor, hastayı hayata bağlıyor ve yapılan tedavinin daha başarılı olmasını sağlıyor.,
MARMARA ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ ÇOCUK HEMATOLOJİ VE ONKOLOJİ BÖLÜM BAŞKANI PROFESÖR DOKTOR CENGİZ CANPOLAT
Spiritüel tedavi yöntemlerinin özellikle kanser gibi hastalıkların tedavisinde çok yararlı bir destekleyici olduğuna inanıyorum. Sadece meditasyon, reiki, yoga da değil akupunkturun da olumlu etkileri var. Literatürde bu öğretilerin özellikle kanserli hastalarda, anksiyeteyi, ağrıyı, huzursuzluğu, uykusuzluğu, kemoterapinin yan etkilerini ve fiziksel bir takım şikayetleri ciddi derecede azalttığına ve hastanın bütün bu durumlara toleransını artırdığına dair bilgiler yer alıyor. Tabi ki bunlar konvansiyonel tıbbi tedavinin yerini alabilir diye bir şey sözkonusu değildir. Bunlar ancak konvansiyonel tedaviye yardımcı olabilir. Araştırmalar göstermiştir ki bu tür uygulamalar vücudun endojen mekanizmalarını hareket geçiriyor. Mutluluk veren endorfin
hormonunu artırıp, adrenal ve kortizon sentezine etki ederek stresi ve anksiyeteyi azalttığı görülmüştür. Yine hücresel immünüte üzerinde etki ettiğini gösteren, pozitif bulgular vardır.
Önceleri panik atak, stres, depresyon gibi psikolojik hastalıkların
tedavisinde kullanılan bu yöntemler üzerinde yapılan çeşitli
araştırmalarda kalp ritminin yavaşladığı, kan akışının
düzene girdiği,kan basıncının düştüğü, beyin yarım kürelerinin
dengelendiği, adrenalin hormonunun ve kolesterolün azaldığı, oksijen tüketiminin düştüğü görülmüştür.
Yoga, reiki ve meditasyon gibi spiritüel yöntemler, insanın
içindeki enerjiyi kullanabilmesini ve kendi zihinsel gücünün
farkındalığını sağlıyor diyebilir miyiz?
PROF. DR. CENGİZ CANPOLAT: Ben kendi fiziksel ve ruhsal sağlığım
için birinci ve ikinci derece reiki öğrendim ve bundan çok yarar
görüyorum. Vücudumda birikmiş negatif enerjiyi uzaklaştırıyor, yorgunluğumu alıyor, zihinsel konsantrasyonumu artırıyor ve beni sakinleştiriyor.
Açıkçası yararını gördüğüm için herkese tavsiye ediyorum.
Bazen ağrılarımda ilaç kullanmama gerek kalmıyor. Ağrı azaltmada bunun çok etkili olduğuna inanıyorum.
Reikiyi hastalarınız üzerinde denemeyi düşünür müsünüz?
PROF. DR. CENGİZ CANPOLAT: Henüz hastalarım üzerinde böyle bir
uygulama yapmadım. Aslında kullanılabilir ancak henüz Türkiye’de
ve hastane ortamında böyle bir uygulama yok. Zaten böyle bir talep de yok, çünkü bizde çok iyi bilenen şeyler değil. Örneğin yurt dışındaki hastanelerin hemen hepsinde hem dua merkezleri hem de hastalara rahatlama sağlayacak birimler var. Psikolog ve pedagoglar hasta çocukların rahatlatılması ve tedaviye hazırlanması için çalışmalar yapıyor. Yani batıda inanç tedavileri ve relaksasyon tedavileri çok daha fazla kullanılıyor. Bence bu tür yöntemleri tamamen yadsımamak gerekir. Ben bu tür rahatlatıcı tedavileri hastalarımıza uygulamamız gerektiğine inanıyorum.
PROF. DR. CENGİZ CANPOLAT: Ben bu tür tedavilerin geleceğini parlak görüyorum, çünkü zaman inişli çıkışlı bir seyir gösteriyor.
Yani insanların bir noktada bu tür olaylara daha fazla önem vereceklerine inanıyorum. Çünkü hastalıklar bir noktada insanlardan bir adım önde gidiyor. Enfeksiyonlar direnç geliştiriyor. O zaman bizim de farklı yöntemleri işin içine katmamız gereken zamanlar çok uzak değil.İnsanoğlu daha farklı bir bilinç düzeyine doğru gidiyor, belkide gelecekte bu yöntemler konvansiyonel yöntemlerin yanında eşdeğerde yer alabilecek. Bunların olmasını ben çok uzak bir gelecekte görmüyorum.
TÜLAY SAĞLAM
NTV-MSNBC Programından alıntıdır.
05 Mayıs 2006 Cuma
Alternatif Tıp Yahoo Haber Grubundan alınmıştır.
———————————————————————-
Medline’a geçmiş reiki araştırmalarının bazılarının referans nurmaraları aşağıdadır. Tıp doktorları tarafından medline dan incelenebilir. Medline’a geçmiş reiki araştırması 800 civarındadır. Ancak çok kısıtlı bir kısmı aşağıdadır.
Medline’a geçmiş bu kadar fazla reiki araştırması bile dünyada reikiye verilen önemin ve bilim dünyasının reikiyi çok ciddiye aldığının en önemli kanıtıdır.
PMID: 11251731 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 11855528 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 11324176 [PubMed - indexed for MEDLINE]
ID: 11040557 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 10836918 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 9765732 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 9069762 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 15674004 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 12614528 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 15154152 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 11251731 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 12687330 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 11890385 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 15943833 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 16036496 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 15936990 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 11872106 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 15356954 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 9765732 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 15477404 [PubMed - indexed for MEDLINE]
PMID: 10328637 [PubMed - indexed for MEDLINE]
REİKİ İLE İLGİLİ BAZI BİLİMSEL ARAŞTIRMA REFERANSLARI
NOT: Bu liste çok fazla sayıda araştırmanın sadece bir kısmıdır.
Alandydy, P. (BSN, RN,,CNOR), Alandydy, K . (BA) [1999] Using Reiki to support surgical patients. Journal of
Nursing Care Quality. Apr; vol 13, no 4, pp 89-91.
Algarin, R. [1995] Using Reiki as a harm reduction tool and as a stress management technique for participants and self.
Northeast Conference: Drugs, Sex and Harm Reducation Conference Syllabus, [1995], Harm Reduction Coalition and the Drug Policy Foundation, the ACLU AIDS Project and the City University of New York.
ARK, Kurup PA. [2003] Changes in the isoprenoid pathway with transcendental meditation and Reiki healing practices in seizure disorder. (Department of Neurology, Medical College Hospital, Trivandrum 695-003, Kerala, India). in Neurology India. 2003 Jun; vol 51, no2, pp211-4.
Author Unknown [?] Autonomic Nervous-System-Changes During Reiki Treatment: A Preliminary Study. The Journal of Alternative and Complementary Medicine vol 10, no 6.
Author Unknown [1997] Reiki: Tapping the unseen self. International Journal of Alternative and Complementary
Medicine, vol 15, no 9, pp22-23Author Unknown [1998] Reiki; a balancing therapy. International Journal of Alternative and Complementary Medicine, vol 16, no 2, pp22-23
Author Unknown [1999] Remedy Brief: Reiki. This Japanese system of energy healing is used for acute and chronic pain. Natural Health – Massachusetts, Sept, p41
Barberis, L., [1996] Reiki: Esoteric therapy or quantum interaction? (Paper presented at:) 3rd European
Colloquium on Ethnopharmacolgy – 1st International Conference on Anthropology and History of Health and Disease
Barberis, L., [1998] Reiki healing: No matter nor energy. Just being. (Presented at:) the 12th Continental members’ Meeting of the Scientific & Medical Network, Cortona, Italy.
Barnett, L., & Chambers, M. [1996] Reiki energy medicine: Bringing healing touch into home, hospital, and hospice. Vermont, U.S.A: Healing Arts Press.
Behar, M. [1997] Reiki; bridging tradition & complementary healing techniques. OT Practice; Feb 1997
Brewitt, B., Vittetoe, T., Hartwell, [1997] The efficacy of Reiki hands-on healing: improvements in spleen and nervous system function as quantified by electrodermal screening. Alternative Therapies 1997 July; vol 3 no 4.
Brown, F. [1992] Ancient Reiki accepted at a modern American Hospital. The Journal of Awareness. pp 3,16.
Bucholtz, R. A. [1996] The use of Reiki therapy in the treatment of pain in rheumatoid arthritis. Master’s thesis (unpublished), University of Wisconsin, Oshkosh, Oshkosh, Wisconsin, U.S.A.
Bullock, M. (RN BSN), [1997] Introduction to Reiki: A complementary therapy for life. Alternative Therapies in Clinical Practice vol 4, no 2, pp41-43
Bullock, M. (RN BSN), [1997]Reiki: A complementary therapy for life. American Journal of Hospice and Palliative
Care, Jan 1997, Vol 14, no 1, pp31-32
Clark, L. [1988] Reiki in a G.P. Practice: A Report based on 29 patients over the period 5.10.99 – 25.7.01.Unpublished.
Dressen L. J. & Singg S., [1997] Effects of Reiki on Pain and selected affective and personality variables of chronically ill Patients. Subtle Energies & Energy Medicine, vol 9, no 1, pp51-82
Engebretson, J. & Wardell, D. [2002]. Experience of a Reiki Session, Alternative Therapies, vol 8, no 2, pp48-53
Gallob R. [?] Reiki: a supportive therapy in nursing practice and self-care for nurses. University of Rochester School of Nursing, Loving Touch Center of East Rochester, NY, USA
Harris, D.(Dip.App.Sc.[Nursing] [UWSN]., B.H.Sc.[Nursing]) [UWSN].,MCN[NSW]., MRCNA.) & James B.H. [?] The Mystery and Meaning of Reiki.
Hartwell, B., Brewitt, Dr. B. [1997] The efficacy of Reiki hands-on healing – Improvements in adrenal, spleenand nervous function as quantified by electro-dermal screening. Alternative Therapies Symposium, Florida 1997.Alternative Therapies, vol 3, no 4, p89.
Hodsdon, W., Mendenhall, E., Green, R., Kates-Chinnoy,S., Wacker, E, & Zwickey, H. The Effect of Reiki on the Immune System. Helfgott Research Institue at the National College of Naturopathic Medicine, Portland, Oregon, USA
Kennedy, P. [2001] Working with survivors of torture in Sarajevo with Reiki, Complementary Therapies in Nursing and Midwifery, vol 7, no 4
Litchfield, G. [1999] Reiki Healing. Journal of Natural Medicine vol 3, no 1, pp3-4
Mailoo, V.J. [2002] A brief introduction to Reiki. British Journal of Therapy & Rehabilitation. May 2002 – vol 9, no 5, pp190-3
Mailoo, V.J.[2001] Reiki to Reduce Anxiety:A Literature Review.Journal of Chartered Physiotherapists in Mental Healthcare. Jun; 18 pp13-17.
Mansour A, Laing G, Nurse J, & Denilkewich A. [1998] The Experience of Reiki: Five Middle-Aged Women in the Midwest, Journal of Alternative and Complementary Therapies; vol 4, no 3, pp211-217
Mansour, A., Beuche, M., Laing, G., Leis A., & Nurse, J. [1999] A Study to Test the Effectiveness of Placebo Reiki Standardization Procedures Developed for a Planned Reiki Efficacy Study, The Journal of Alternative and Complementary Medicine, New York vol 5, no 2, pp153-164.
Miles P. [2003] Preliminary report on the use of Reiki for HIV-related pain and anxiety. Alternative Therapies in Health and Medicine. 2003; vol 9 no 2 p36.
Miles, P. & True, G (PhD).[2003] Reiki: Review of a Biofield Therapy. History, Theory, Practice & Research. Alternative Therapies, Mar/Apr 2003; vol 9, no 2, p67
Milton, G., & Chapman, E., [1995] The benefits of Reiki treatment in drug and alcohol rehabilitation programs.
Pathways to healing: Enhancing Life through Complementary Therapies, Conference Proceedings, Sept, 24-25 Canberra: Royal College of Nursing, Australia
Neklason, Zale T. [1987] The effects of Reiki treatment on telepathy and personality traits. Thesis [MS in Counselling] – Calif. State University, Hayward
Nield-Anderson, L. Ameling, A. [2000] The Empowering Nature of Reiki as a Complementary Therapy. Holistic Nursing Practice, vol 14, no 3, pp21-29
Olson, K. & Hanson, J. [1997] Using Reiki to manage pain: a preliminary report. Cancer Prevention & Control, vol 1, no 2, pp108-115. Cross Cancer Institute.
Olson K, Hanson J, Michaud M. [?] A phase II trial of Reiki for the management of pain in advanced cancer patients. Faculty of Nursing and International Institute for Qualitative Methodology, University of Alberta, Edmonton, Alberta, Canada
Pankhurst, J. (RGN, Reiki Master) [?] Thirteen Case Studies to Investigate the Effects of Reiki on the Symptoms of Multiple Sclerosis. The Reiki Research Foundation.
Retzlaff N. [1998] Reiki – the gift of love, healing and wholeness; Nursing Matters Feb,1998 Rivera, C. [1999] Reiki Therapy – A tool for Wellness. Imprint – New York – National Student Nurses Association, vol 46, no 2, pp31-33
Robertson, A.L. [?] Pronounced effects of proper Reiki attunement. American Reiki Master Association Newsletter; vol 1, no 5, p6.
Rosentiel, L. [1991] Hypnosis and Reiki. Journal of Hypnotism, Dec; pp8-10
Sabrina, T. [2000] The Science Behind Reiki – What Happens in a Treatment? UK Reiki Federation
Sawyer, J. [1998]Clinical Exemplars; the first Reiki practitioner in our OR. AORN Journal, vol 67, no3, pp674-77
Schiller R. Reiki: A Starting Point for Integrative Medicine. Alternative Therapies in Health and Medicine.2003; vol 9, no 2, pp20-21.
Schlitz, M. & Braud, W. [1985] Reiki-Plus natural healing: an ethnographic/experimental study. PSI Research,
1985 Sept/Dec vol 4 no 3, pp100-123.
Schmehr R. [2003] Case Report: Enhancing the Treatment of HIV/AIDS with Reik Training and Treatment. Alternative Therapies in Health and Medicine. 2003; vol 9, no 2, p120.
Tattum A., [1994] Reiki – healing and dealing. Australian Nursing Journal.1994 Aug; vol 2, no 2, p3
Thornton, L. [1996] A study of Reiki, an energy field treatment, using Rogers’ science. Rogerian Science News, vol 8 no 3, pp14-15
Thornton, L. [1996] A study of Reiki using Rogers’ science: Part II. Rogerian Science News, vol 8, no 4, pp13-14.
Thorton, L. [1996] A study of Reiki, An energy field treatment, using Rogers’ Science. Rogerian Science News; vol 8, no 1, p3.
Thorton, L. [1996] A study of Reiki using Rogers’ Science, Part II. Rogerian Science News; vol 8, no 1, p4
University of Michigan.[?] Reiki Technique Study to Control Chronic Pain in Diabetic Neuropathy.The Department of Public Relations & Marketing Communications, University of Michigan
Van Sell, SL. [1996] Reiki: an ancient touch therapy. Reiki News. Feb. 1996, pp57-59
Wardell D.W.; Engebretson J.[2000] Biological correlates of Reiki Touch healing. Journal of Advanced Nursing, vol 33, no 4, February 2001, pp439-445
Wetzel, W. [1989] Reiki Healing: A Physiologic Perspective. Journal of Holistic Nursing, vol 7, no 1, pp47-54.
Whelan, K. M. & Wishnia, G. S. [2003] Reiki therapy: The benefits to a nurse/Reiki practitioner. Holistic Nursing Practice, vol 17, no4, pp209
Whitsitt, T., [1998] Reiki Therapy Journal of Christian Nursing, vol 15; no 1, pp12-13
Witte D. & Dundes L. [2001] Harnessing Life Energy or Wishful Thinking?: Reiki, Placebo Reiki, Meditation and Music, Alternative and Complementary Therapies, vol 7, no 5, pp304-309